Türkü...

Bir türkü duyarsın, biliyorsan sende mırıldanırsın yada hiç umursamazsın. Aslında türküler hafife alınacak eserler değildir. Her birinin bir hikayesi, acısı veya sevinci vardır. Nasıl içten duygularla söylenmiş ise yıllar sonra bile halen dinleyip içlenebiliyoruz. Sizinle bugün Zahide'm türküsünün hikayesini paylaşmak istedim. Haftaya bu paylaşımla başlamak ne kadar doğru bilmiyorum ama tadım çok yok bu seferlik böyle olsun. 

Zahide türküsünü asıl yazarı ve hikayenin esas kahramanı “Aşık Arap Mustafa`dır”. 

Aşık Arap Mustafa 1901 yılında Çiçekdağı`na bağlı “Orta Hacı Ahmetli” köyünde doğmuş. Ailesini çok küçük yaşlarında kaybetmiştir. Mustafa 10 yaşına kadar bir akarabasının yanında, yetim ve öksüz olarak büyümüştür.

Mustafa`nın babası, o zamanlar, o yörede, düğünlerde derneklerde oynanan “Koca Oyunu” adlı oyunda “Arap” rolünü oynarmış. Mustafa`yada babasından ötürü Arap lakabı takılmış çevresinde “Arap Mustafa” adıyla tanınmıştır. Yetim ve öksüz kalan Arap Mustafa 10 yaşında Yukarı Hacı Ahmetli köyünden Hacı Bürozade`lerden Mehmet`in yanında çiftçi olarak yetişmeye başlar. Zamanla çalışkanlığıyla, babayiğitliğiyle ve giyimine kuşamına özen gösteren yakışıklı ve mert bir delikanlı görünümüyle herkesin beğenisini ve taktirini kazanır. Bu sıralarda da Mustafa`yetişir ve askerlik çağlarına yaklaştığında da ağasının kızı olan Zahide`ye gönlünü kaptırır, fakat fakir ve kimsesiz olduğundan bu sevdasını bir türlü dile getiremez, sevdası içten içe hergeçen gün büyür.

Askerlik çağı gelen Arap Mustafa sevdasını söyleyemeden vatani görevini yapmak için askere gider, ama aklı deliler gibi sevdalandığı Zahide`sinde kalmıştır. Köydeki sevdiği dostlarına devamlı mektuplar gönderip Zahide`sinden haber almaya çalışır. En son haberde Zahide`nin başka birisiyle evlendirileceğini ve düğünününde bir hafta sonra olacağının haberini alınca, üzüntüsünden bu türkünün sözlerini şiir olarak söylemiştir.
Kimi yerlerde bu türkünün sözlerini Arap Mustafa`nın “Hektor” adında arkadaşının kaleme döktüğü söylenir.
Sözleri besteleyen Neşet Ertaş`dır.
Arap Mustafa`nın bu büyük sevdasından dolayı, zamanla ismi “Aşık Arap Mustafa” olarak anılmaya başlanmıştır.

Türükünü Orjinal Hali:

Zahide’m kurbanım n’olacak halim
Gene bir laf duydum kırıldı belim
Gelenden gidenden haber sorarım
Zahide`m bu hafta oluyor gelin
Ezeli de deli gönül ezeli
Çiçekdağında döktü m’ola gazeli
Dolaştım alemi gurbet gezeli
Bulamadım Zahide’mden güzeli
Gurbet ellerinde esirim esir
Zahide’m kurbanım hep bende kusur
Eğer anan seni bana vermezse
  Nemize yetmiyor el kadar hasır  

Bide şimdi dinleyin...










0 yorum:

Yorum Gönder

 

Panikçiler

Çok Sevdiler