Karmaşık...

Toz pembe hayaller içinde yolumu kaybedemedim, hayatın karmaşık labirentleri yüzünden. Hep koyu renkteydi benimkiler. Çıkışı bulmak için koşturan insanların boğuk sesleri yüzünden, duyamadım yağmurdaki huzurun sesini. Bende koşmaya başladım arazinin terli coğrafyasında, koyunların yaptığı gibi. Herkes olmuştum bir anda, inkar ettim, uymadım o düzene. Kaçmaya başladım uzun bir karanlık yolda. Manzaram genelde yıkılmış hayal enkazları ve buruşturulup atılmış umutlardı. 
Umursamadım, içimde azda olsa bir köz vardı halen, toprağa savrulmuş bir mangal kömürünün son demleri gibi. Sakladım onu avucum içinde canımı yaksın ama bitmesin diye. Yeni dünyamda ihtiyacım vardı, onun gücüne de, geçmişi hatırlatacak izine de. Duygular o kadar bulandıki ki zamanın akıntısından, bir yandan tazecik bebeğin anne kucağında ki bakışları kadar saf ve temizdim. Öte yandan ağır iş yapan bir işçi eli gibi sert ve pis. İşçi olan kısmımı arkaya sakladım, bebek maskesi ile. Koşuyorum karanlık yolumda, huzurun sesini dinlerken, yedi rengi görebilmek için. Koşuyorum düzene uyamadığım için, koşuyorum farkındalığım yüksek olduğu için, koşuyorum közümü yakmak için, koşuyorum...





3 yorum:

  1. Koş ve kaç kaçabildiğin kadar etrafdaki herkes gibi olma. Bu bozuk düzenden, yıkık dökük enkazlardan, etrafa saçılan maskelerden uzak kal.

    YanıtlaSil
  2. kendin olabilmek için koşmak kaçmak gerekir bazen..

    YanıtlaSil

 

Panikçiler

Çok Sevdiler